Extracurricular Konusu Nedir? Gerçekten Gerekli Mi?
Herkesin “extracurricular” (dışsal etkinlikler) hakkında bir fikri var. Okullarda, üniversitelerde, hatta iş hayatında bile bu terimi sıkça duyarız. Genelde, iyi bir özgeçmiş hazırlamak ya da “ben de bir şeyler yapıyorum” izlenimi oluşturmak adına yapılan aktiviteleri kapsar. Peki, gerçekten bu “extracurricular” aktiviteler bizim hayatımıza ne katıyor? Gerçekten değerli mi, yoksa sadece toplumun dayattığı yapay bir zorunluluk mu? Hadi, bunları cesurca tartışalım.
Extracurricular: Güçlü Yanları
Evet, kabul ediyorum, extracurricular etkinliklerin sağlam avantajları var. Bazen bir aktiviteye katılmak, kişisel gelişiminizi artırabilir, yeni yetenekler kazanmanıza yardımcı olabilir. Mesela bir kulübe katılmak, takım çalışmasını öğrenmek, liderlik becerilerini geliştirmek, sosyal becerilerinizi artırmak gibi olumlu yönleri var. Peki, bunları yaparken gerçekten daha iyi bir insan oluyor muyuz, yoksa sadece “görünüşte” daha iyi mi görünüyoruz? Bu ayrı bir soru tabii ama neticede bir grup aktivitesine katılmak size birçok beceri kazandırabilir.
Özellikle iş dünyasında bu tür etkinlikler, “benden bir şeyler var” imajı yaratmak adına önemlidir. Bir iş görüşmesinde ya da sosyal medyada, o kulüplerde yer aldığınızı göstermek, hayatınızda gerçekten neler yaptığına bakılmaksızın, başkalarına güven verici olabilir. “Bir şeyler yaptığınızı” kanıtlamak, bu toplumda yaşamaya devam edebilmenin temel gereksinimlerinden biri gibi görünüyor.
Bir başka güçlü yan ise, farklı insanlarla tanışmak ve sosyal çevrenizi genişletmektir. İnsanlar, farklı kültürlerden ve deneyimlerden gelen kişilerle bir arada çalışarak çok şey öğrenebilirler. Bu tür etkinlikler, insanın dünyayı daha geniş bir perspektiften görmesini sağlar. Yani kısacası, doğru seçilen extracurricular aktiviteler, hem sosyal hayatınızı hem de kişisel gelişiminizi ileriye taşıyabilir.
Extracurricular: Zayıf Yanları
Şimdi gelelim meseleye, yani gerçekten bu işin kötü yanlarına. Extracurricular aktiviteler genellikle toplumun veya okulun dayattığı bir şey haline gelir. Bazı öğrenciler, sadece iyi bir üniversiteye girebilmek, iyi bir iş bulabilmek için bir şeyler yapmaya başlar. Gerçekten sevdiğiniz bir şeyin peşinden gitmek mi, yoksa “sadece CV’yi doldurmak için” yapılıyormuş gibi görünen aktivitelerde yer almak mı?
En büyük sorunlardan biri, bu aktivitelerin çoğunun aslında gerçek bir tutkudan doğmamış olmasıdır. Hadi kabul edelim, okullarda çoğu zaman dışsal etkinliklere katılmak, daha çok ödül ya da tanınma peşinden gitmekle ilgilidir. Mesela herkesin üye olduğu bir öğrenci kulübünde yer almak, sırf daha “iyi” bir insan gibi gözükmek için yapılan şeylerden biri haline gelebilir. Burada, aslında motivasyonunuzun ne olduğunu sorgulamak gerek. Gerçekten bir şeyler yapmak istiyor musunuz, yoksa “görünüşte” başarılı biri olmak mı hedefiniz?
Bir diğer zayıf yan da, zaman yönetimidir. Özellikle okul ve iş dünyasında bu tür aktiviteler, çok zaman alabilir. Peki, gerçekten buna ihtiyacınız var mı? Kendinizi ya da projelerinizi geliştirmek adına bu kadar zaman harcamanız gerekli mi, yoksa dışsal etkinliklere katılmak için aslında sadece “bir şeyler yapıyormuş” gibi mi görünüyorsunuz? Birçok kişi, kendini fazlasıyla meşgul hissediyor ama sonuçta hiçbir önemli şey üretmiyor.
Extracurricular: Toplumsal Baskı ve Görünüşte Başarı
Extracurricular aktivitelerin bir diğer olumsuz yanı, toplumun baskısıdır. Aileler, çevre, hatta sosyal medya, insanları bu etkinliklere katılmaya zorlar. İnsanlar, kendilerini değerli hissetmek için başkalarına görünmek, başarılarını göstermek isterler. Bunu yaparken bazen gerçekten kendilerini ifade edemezler. Bu da size sadece toplumun istediği gibi bir insan olmaktan başka bir şey kazandırmaz.
Hadi biraz sarkazm yapalım; sosyal medya, tam da bu yüzden güzel bir yerdir. Herkesin “bağlantı kurma” bahanesiyle yaptığı işler, aslında sırf “görünür” olmak adına yapılan aktivitelerden başka bir şey değildir. Gerçekten kimin için bir şey yapıyorsunuz? Kendiniz için mi, başkalarına “şu kadar etkinlik yaptım” demek için mi? Bu soruyu kendimize sormak belki de çok önemli bir başlangıçtır.
Gelecek Perspektifi: Extracurricular Aktivitelere Bakış Nasıl Değişir?
Bundan 5 yıl sonra bu konuyu tartışacağımıza şüphem yok. Sosyal medyanın ve toplum baskısının etkisiyle, insanlar daha fazla dışsal etkinliklere katılacak ve CV’lerini daha da dolduracak. Ancak belki de bir noktada, insanlar bu aktiviteleri gerçekten sevmediklerini anlayacaklar. Ya da tam tersi, her şey dijitalleştiği için, herkes birbirine “daha farklı” ve “ilginç” şeyler göstermek için yarışacak.
Peki ya bu yarış bittiğinde? Kendimizi bir “başarı” olarak tanımlayacak başka bir şey kalmazsa ne olacak? Belki de daha fazla “doğaçlama” ve daha az gösteriş yapmak, gerçek anlamda kendimizi bulmamıza olanak tanıyacaktır.
Sonuç: Extracurricular Aktivite Gerçekten Gerekli Mi?
Extracurricular aktiviteler, doğru zamanda ve doğru şekilde yapılırsa kişisel gelişim için harika bir fırsat olabilir. Ama bazen sadece toplumsal baskıdan ya da başkalarına göstermek adına yapılan bir iş haline gelir. Gerçekten yapmayı sevdiğiniz bir şeyi bulmak, o aktiviteye tam anlamıyla yönelmek, belki de bu konuda yapmamız gereken en önemli şeydir. Kendi yolunuzu bulmadan sırf bir şeyler yapmak için zaman kaybetmek, çok da akıllıca bir hareket olmayabilir.
Bu yazının sonunu ise şu şekilde bitirelim: Ne kadar dışsal etkinliklere katılırsanız katılın, sonunda tek bir şey belirleyici olacak: Kendinizin kim olduğunuz ve ne yaptığınız. Gerisi? O sadece başkalarına gösterdiğiniz bir oyun.